Varlıklarıyla derneğimize katkı sağlayan değerli kurumsal üyelerimizi daha yakından tanımak için sözü onlara bırakıyoruz! Zorlu Holding, İç Denetim İnceleme Müdürü, Sn. Senem Dal ile ilk röportajımızı gerçekleştirdik. Katılımı için kendisine çok teşekkür ediyoruz.
- Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra profesyonel iş hayatımın ilk yıllarında dış ticaret ve üretim şirketlerinin Mali İşler ve Denetim Bölümleri’nde görev yaptım.
2007 yılında Zorlu Holding bünyesine iç denetçi olarak katıldım. Zorlu Holding İç Denetim Bölümü’nde, risk değerlendirmeleri doğrultusunda Zorlu Grubu şirketlerinin iç denetim faaliyetlerinin planlanması, yürütülmesi, raporlanması ve aksiyon planlarının takibi hususlarında görev yaptım. Aynı zamanda iç denetim materyallerinin (risk bazlı denetim metodolojisi, iç denetim yönetmeliği, yıllık denetim programları, iç denetim faaliyet raporu vb.) oluşturulması çalışmalarında rol aldım. 2016 yılının başı itibari ile görevime Zorlu Holding İç Denetim İnceleme Müdürü olarak devam etmekte; suistimal ihtimali olan vakalara ilişkin inceleme ve soruşturma süreçlerini yönetmekteyim.
2013 yılında CRMA belgesi almaya hak kazandım. CIA sertifika sürecim ise devam etmekte…
Profesyonelliğin sadece çalışılan kurum içerisinde yapılan işle sınırlı kalmaması gerektiğini, öğrenmenin yaşı ve sınırı olmadığını düşünüyorum. TEİD Akademi’nin İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği Etik ve Uyum Yöneticisi Sertifika Programı’nın ilk dönem mezunlarından biri olarak ayrıca öğrenmenin en iyi yollarından birinin de bilgi paylaşımı olduğuna inanıyorum. Bu anlamda halihazırda TEİD bünyesinde İç Soruşturmalar Çalışma Grubu üyesi, TİDE (Türkiye İç Denetim Enstitüsü) ve USİUD (Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği) üyesi olarak da sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak rol almaktayım/faaliyetler gerçekleştirmekteyim.
- Kurumunuzu tanıtabilir misiniz?
Bu sene 65. yılını kutlayacağımız Zorlu Holding; yolculuğuna Denizli- Babadağ’datekstil sektörü ile başlamıştır. Bugün ise tekstil, tüketici elektroniği ve beyaz eşya, enerji, gayrimenkul, madencilik-metalurji ve diğer (turizm, faktoring, havacılık, savunma sanayisi vb.) olmak üzere gruplandırdığı faaliyet alanlarında, ülkemiz ekonomisi için artan oranda katma değer üretmekte ve ihracattan önemli pay almakta ve her geçen gün etki alanını arttırmaktadır.
Zorlu Holding yolculuğunu, yurt içinde ve yurt dışındaki 60’ı aşkın grup şirketi ile hızla sürdürürken; 30 bine yakın çalışanı ile hayallere hayat vermekte, aynı zamanda toplumsal fayda yaratan projelerle de daha sürdürülebilir bir yaşam için çalışmaktadır. Aile şirketinden kurumsallaşmaya giden yolda, Zorlu Holding ve Grup Şirketleri yıllar içerisinde sürekli büyüme sağlamış, sınırları Türkiye’yi aşarak kıtalara yayılmıştır. Konsolide cirosu 13.8 milyar TL’ye (2017 yılı 9. ay verilerine göre) ulaşmıştır.
Sürdürülebilir bir gelecek için kalıcı değer üretmek, sürdürülebilirlik çalışmalarımızı daha etkin ve verimli hale getirerek yönetebilmek amacıyla 2016 yılında organizasyonumuz yeniden yapılandırılmış, Sürdürülebilirlik Komitesi hayata geçirilmiştir.
- Etik ve Uyum alanında firmanızda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? En çok hangi alanlarda zorlanıyorsunuz?
Zorlu Holding’den Grup Şirketleri’ne yayılan kurumsal sorumluluk anlayışıyla gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik çalışmalarımıza, 2017 yılında ortak değer yaratma yaklaşımını da ekleyerek devam ettik. 2022 yılı Sürdürülebilirlik Stratejimiz çatı hedeflerimizde ortaya konulan yol haritasına ulaşabilmek için Sürdürülebilirlik Komitesi kapsamında çalışma gruplarımız oluşturuldu ve akabinde tüm Grup Şirketlerimiz’in desteği, iç ve dış paydaşlarımızın tecrübelerinden de yararlanarak çalışmalarımızı hızlandırdık.
Sürdürülebilirlik fonksiyonunu destekleyen unsurlar (paydaşlara karşı sorumluluklar, itibar yönetimi ve finansal kredibilite vb.) nedenleriyle; adil, şeffaf, sorumlu, hesap verebilir ve örnek teşkil edecek bir kurumsal yönetim anlayışıyla hareket etmeye özen gösteriyoruz/hareket etmek önceliğimiz. Bu doğrultuda Kurumsal Yönetim Çalışma Grubu olarak Zorlu Holding bünyesinde, kurumsal yönetim ilkelerine uyum amaçlı öncelikle vizyon ve misyonumuzu belirleyerek/güncelleyerek, ilk günden itibaren faaliyetlerimizi şekillendiren kurum değerlerimiz doğrultusunda etik ilkelerimizi ve etik kültürün yerleştirilmesine ve geliştirilmesine yönelik mekanizmaların (etik kurul, hot-line vb.) oluşturulması yönünde çalışmalara başladık.
- Etik Kodu yazma sürecinde karşınıza çıkan zorluklar neler?
Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerin çeşitliliği, coğrafyaların farklılığı dolayısıyla tabi olduğumuz regülasyonlar, çalışan ve 3. taraf paydaş profilimizin çeşitliliği gibi faktörler; kapsayıcı çerçevede etik ilkeleri oluşturma, etik kültürü yerleştirme ve yaşatmaya yönelik faaliyetleri kurgulama sürecinde zorlayıcı olabilmektedir.
- Bu konuda TEİD’in size bir desteği oldu mu? Olduysa ne şekilde?
TEİD, iş etiğinin ülkemizde faaliyet gösteren tüm şirketlere yerleşmesini ve üyelerine bu yolda rehberlik etmeyi ilke edinmiş bir dernek. Kurumsal olarak da üyesi olduğumuz TEİD’in eğitim, etkinlik ve yayınlarını sürekli takip etmekte aynı zamanda çalışma grubunda görev yapmaktayım. Böylece etik ve uyum konusunda hem teorik bilgiye sahip profesyoneller, hem de ülkemizin öncü firmalarının pratik bilgiye sahip, uzmanlık alanı farklı çalışanları ile biraraya gelme, değişik platformlarda deneyim ve tecrübelerimizi paylaşma fırsatı yakalamaktayız.
Bu vesile ile; gerçekleştirdikleri etkinlik, yayın ve paylaşım platformları ile bu meşakatli süreçte yolumuzu aydınlattıkları için TEİD ailesine şahsım ve kurumum adına teşekkür ediyorum.
- Etik ve Uyum Yöneticiliğinin “bir meslek olarak” artık iş hayatına girmesini kariyer gelişimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemiz, kurumlarımız, ekiplerimiz hatta gelecek nesillerimiz kısacası daha iyi bir dünya için, yaşamın her alanında etik davranış modellerinin benimsenmesi ve uygulanmasına yönelik çalışmaların toplumsal ve insani bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu yolda farkındalığı olan ve emek veren herkesi de birer etik elçisi olarak görüyorum.
Günümüzde artık yeni kuşak çalışanlar ve tüketicilerin talepleri de kurumların iş yapış ve karar süreçlerinde etik davranış modelini benimsemelerini ve tüm iş süreçlerine entegre etmelerini gerektiriyor. Bugün ulusal ya da uluslararası bir kuruluştan finansal kaynak sağlamak istediğinizde, ödül başvurusunda bulunduğunuzda veya hizmet verdiğiniz bir firmanın tedarikçi değerlendirmesinde etik ile ilgili kriterler ile karşılaşıyorsunuz. Sadece etik ilkelerinizin olması da yeterli olmuyor, olmamalı da. Çalışanlarınıza bu konuda eğitim vermeniz, eğitim sürecini periyodik olarak tekrarlamanız, takip ve dokümante etmeniz bekleniyor. Etik olmayan davranışlara ilişkin bildirim kanallarının oluşturulması, gelen bildirimlerin değerlendirilmesi, incelenmesi, gerekli aksiyonların alınması ve bunların da dokümante edilmesi gerekiyor.
Bu doğrultuda etik kültürün kurumlarda yerleştirilmesine yönelik tüm bu faaliyetlerin yürütülülebilmesi için zaman ve işgücü olarak ciddi anlamda kaynağa ihtiyaç olduğunu ve kurumların da bu konuda farkındalığının arttığını gözlemliyorum. Etik ve Uyum Yöneticiliği’nin günümüz koşullarında kariyer gelişimi açısından yükselen bir trend olduğunu, kısa vadede ayrı bir meslek grubu olarak kabul göreceğini, kurumların da ihtiyaçlar doğrultusunda organizasyonel olarak da değişikliğe gideceğini düşünüyorum.
- TEİD’in eğitimlerine, etkinliklerine katılıyor musunuz? Dernek bünyesinde ek olarak ne gibi eğitimler, etkinlikler olmasını arzu edersiniz?
TEİD eğitimlerinin hem katılımcısı hem de bazı eğitimlerine içerik sağlayan çalışma gruplarından birinin (İç Soruşturmalar Çalışma Grubu) aktif üyesiyim. TEİD’in organizasyonunda gerçekleştirilen tüm eğitim ve etkinliklerin enerjisini seviyorum. Bunda TEİD ailesinin özverili çalışmalarının ve katılımcıların dinamizminin, etkinliklerin interaktif bir şekilde gerçekleşmesinin etkili olduğunu düşünüyorum. İçeriklerini her zaman başarılı bulduğum eğitim ve etkinliklerin, daha önce de belirttiğim gibi gerçekleştirilen bilgi paylaşımları ile birlikte giderek artmasını arzuluyorum. TEİD’in her geçen gün artan bireysel ve kurumsal üye sayısı, eğitim ve etkinliklerinin içeriğinin çeşitlenmesi konusunda da olumlu geri dönüşler sağlayacaktır. Ek olarak; artık her şeyin dijitalleştiği dünyada, kurumsal ve kurumsallaşma yolunda ilerleyen şirketleri ve biz yöneticileri ne gibi riskler bekliyor, etik ve uyum uygulamalarımızı bu değişen trende göre nasıl güncelleyebiliriz gibi konuların ele alınmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
- TEİD’nin yayınlarını takip ediyor musunuz? İçerikleri nasıl buluyorsunuz?
TEİD yayınlarını, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlar dahil olmak üzere ilgiyle takip ettiğimi söyleyebilirim. Yayınların hem TEİD çalışanlarının hem etik ve uyum profesyonellerinin katkıları ile zengin bir içeriğe sahip olduğunu düşünüyorum. Bu ay bülteninizde ilk defa yer verdiğiniz ve misafiri olmaktan mutluluk duyduğum kurumsal üye röportajları gibi çalışmaların yayınların içeriğini daha da zenginleştireceğini düşünüyorum. Farklı sektörlerde ve lokasyonlarda faaliyet gösteren hatta kurumsal yapıları da farklı şirketlerde etik ve uyum ile ilgili tecrübelerin paylaşılması yayınlara ilgiyi arttıracaktır. Etik ve uyuma ilişkin süreçler yeni kurgulanıyorsa teorik bilgilerin pratik hayatta uygulanması esnasında yaşanmışlıklar da, yola çok daha önce çıkmış firmaların iyi uygulama örnekleri de bence çok değerli…
- TEİD’in her yıl düzenlediği Uluslararası Etik Zirvesi içeriğini nasıl buluyorsunuz ve de zirvede olmasını istediğiniz konular var mı?
İş dünyası, değişik meslek grupları, akademisyen ve hukuk çevresi hatta öğrencilerin katılım gösterdiği Etik Zirveleri’nin benim için anlamı çok daha özel. 2015 yılında “Bugünü Anlamak ve Yarına İlham Vermek” teması ile düzenlemiş olduğunuz 5. Uluslararası Etik Zirvesi, TEİD ile tanışmama vesile olmuştu. Sonraki senelerde gerçekleştirilen “Tufanda Hayatta Kalmak “ temalı 6. ve “ Sular Çekilden Sonra” temalı 7. Uluslararası Etik Zirveleri’ne de katıldım. Hatta son zirvede şirketlerde etik kültürün yerleştirilebilmesini destekleyici bir faaliyet olan soruşturmaların, etkin bir şekilde yürütülmesinin unsurları ile ilgili olarak bilgi ve deneyimlerimi paylaşma fırsatım oldu. Hazırlık süreci ve sunum benim için oldukça değerli bir tecrübeydi. Gelen geri bildirimler de oldukça memnun ediciydi.
Etik Zirveleri’nin her sene içerik olarak zenginleşmesinin yanında; katılımcı profilinin genişlemesi ve sayısının artması, etik ve uyum ile ilgili olarak toplumsal farkındalığın da artışının bir göstergesi olarak yorumluyorum. Memnuniyetle tanık olduğum bu ivmenin artarak sürmesini diliyorum.
Senem Dal, Zorlu Holding İç Denetim İnceleme Müdürü
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
Yolsuzlukla Mücadelede İletişim Stratejileri: Etkiyi Arttırmanın Yolları
G20 Zirvesi Sona Erdi, Etkileri Devam Ediyor: B20 Brasil Responsiveness Report
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi