Popüler Kültür ve Tüketim Manifestosu
Öncelikle, geçirdiğimiz çalıştay sürecinin çok verimli geçtiğini söylemek ve hazırladığımız bu manifestoyu sizlere sunmaktan bütün komite olarak gurur duyduğumuzu belirtmek isteriz. Popüler kültür ve tüketimi beş başlık altında topladık ve hazırladığımız bu manifestonun popüler kültür ve tüketim hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olacağını düşünüyoruz.
1. Popüler kültür nedir?
Popüler kültür, toplumun geniş kesimlerince benimsenen, yaygın olarak kabul gören ve tüketilen kültürel unsurların bütünüdür. Popüler kültür, genellikle anlık ve geçici trendlere dayanır; hızla gelişir ve değişir. Birçok insan tarafından tüketilen ve paylaşılan bir deneyim olarak popüler kültür, toplumsal kimlik oluşturmada önemli bir role sahiptir. Medya, özellikle de internet, popüler kültürün yayılmasında büyük bir etkiye sahiptir ve küreselleşme ile birlikte popüler kültür unsurları dünya çapında hızla yayılabilmektedir. Bunun beraberinde gelen kendi benliğimizden çıkış, kişilik çeşitliliğinin körelmesi ve öz düşüncenin de yok olmaya başlaması, bizi kendi kültürümüzü unutturmaya sevk etmiştir. Bireyin kendini kalıplara sığdırma çabası, olduğu ortamda kabul görme isteği, bireyi fark etmeden, sürüklenerek popüler kültürün bir parçası haline getirmiş. Tartışmamızda da ulaştığımız sonuçlar doğrultusunda, bu durumdan şikayetçi olmamıza rağmen popüler kültüre ayak uydurmanın verdiği tatmin hissinin yerinin doldurulamadığını fark ettik. Bu durumda ortada bir çelişki oluşuyor: Aslında hayatımızı biçimlendirdiği için şikâyet ettiğimiz popüler kültürün bu kadar yayılmasını değiştirmek için bir adım atıyor muyuz ya da adım atmak istiyor muyuz?
2. Toplumlar açısından bir yumuşak güç olarak popüler kültür
İlk olarak, popüler kültürden bahsetmeden önce yumuşak gücün tanımı yapılmalıdır. Yumuşak güç, üzerinde etki kurma yöntemiyle bir kişi ya da topluluk üzerinde söz sahibi olma, ekonomik, siyasi ya da eylemsel müdahale içermeden yabancı ülke ve insanların kendi ülkeleri hakkında olan düşünceleri üzerinde sahip olduğu etkili olma yeteneğidir. Bir yumuşak güç olarak popüler kültür üzerinden devletler ulusal kültürlerini özendirerek pazarlara hâkim olma çabasını yansıtmaktadır. Örneğin, tarihsel açıdan bakıldığında Amerikan Pop kültürü ikonu Marilyn Monroe küreselce tanınırken, Türk sinema ve şarkıcıların bu boyuta tanınmaması, pop kültüründen bir örnektir. Devletler, pop kültüründe etkin bir konuma sahip olarak kendi kültürlerine ait ürünleri dünya piyasasında pazarlamaktadır. Marilyn Monroe örneğinden devam edilecek olursa, sanatta Amerikan kültürünün temsili olarak Monroe’nun fotoğraflarının kullanılması, Amerikan sinemasında Marilyn Monroe gibi figürlerin hayatlarını konu alan filmlerin çevrilmesi; bu kişilerin yaptıkları, gittikleri ve yaşadıkları yerlerin ve sahip oldukları eşyaların açık arttırmadan turizme kadar pazarlanması popüler kültürün sağladığı ekonomik kazanca örnektir. Bu nedenle, devletlerin popüler kültüre hâkim olmaları, aynı zamanda uluslararası pazarlarda sahip oldukları hakimiyeti de artırmakta, üretilen ürünlerin kültür üzerinden reklamı yapılmaktadır. Böylece kültür, sosyal alandan çıkmakta ve tüketim alışkanlıklarımızdan siyasete kadar birçok alana yapılmaktadır.
Devletler açısından bakıldığında bir yumuşak güç olarak popüler kültür sadece bir ekonomik gelir kaynağı değil, aynı zamanda toplumların küreselleşen dünya düzeninde kendi ideal ve ahlak anlayışlarını yayması için de bir ortam sağlamaktadır. Belki de en etkin örneklerden biri Türk siyasetinde çok partili demokratik hayata, Batı bloğuna eklemlenme siyaseti izleyen Türkiye’nin Amerikan kültürünün temsili etiği liberal demokrasi ve ekonomi ideallerini benimseyerek geçmesi verilebilir. Diğer bir yandan, uluslararası ilişkilerde Japonya’nın 2. Dünya savaşında yaptığı büyük çaplı yıkımı kapatmak için film ve dizi endüstrisine yatırım yaparak kendi kültürünü “tatlı ve masum” olarak tanıtarak, dikkati başka bir yöne çekmesi, popüler kültürün siyasette algı yönetimi içi kullanılmasını desteklemektedir.
3. Bireyler açısından popüler kültür
Popüler kültür bireylerin seçimlerini kısıtlar. Medyada şekillenen stereotipler insanları belli kalıplara sokar bu da insanları benliklerinden uzaklaştırabilir. Bu yüzden kişi toplumun bir parçası gibi hissetmek için seçimlerini popüler kültüre göre şekillendirebilir. Buna benzer olarak insanlar farkında olmadan sosyal medyada gördükleri belli kişilere benzemeye çalışabilirler. Bu insanları sosyal medyada popüler olan eşyalara sahip olmak istemeye hatta sahip olmak zorunda hissetmeye iter. Fakat herkesin alım gücü aynı olmadığından sahip olamadıklarında kötü hissedebilirler. Ayrıca bu, yetersizlik hissini de ortaya çıkarır. Sosyal medyada gördüğümüz şeylere sahip olmak bir mutluluk sağlasa da bu kısa süreli ve elde edilmesi kolay olduğu için uzun vadede insanları kötü etkiliyor. Bu kalıplara uymak ve popüler kültürü takip etmek insanların kendi iradesine kalmış olsa da çoğunluğu takip etme hissi insanları güvenli hissettirdiğinden uyum sağlama çabasına girebilirler. Yani, popüler kültür insanları bir tüketim çılgınlığına iter.
4. Popüler kültür ve tüketim etiği
Manifestomuzdaki tartışmamızda verdiğimiz örneği bir kez daha sizlere yöneltmek istiyoruz; Bir şirket yöneticisi olsanız talebe arz yaratmayı mı tercih edersiniz yoksa kendi fikirlerinizi mi icra etmek istersiniz? Argümanın iki tarafına da değinecek olursak, hitap edilen kitle ile kendi düşüncelerimiz arasında bir anahtar-kilit uyumu olduğunu gördük; İki başlık ayrı ayrı ele alındığı takdirde ilk olarak kitlenin talebi üzerinde bir çalışma yapma, bize finansal verimi ve çoğunluğun memnuniyetini sağlayacak bir ortam yaratır. Argümanın öbür kısmına değinecek olursak, iki farklı senaryo ile baş başa kalıyoruz. Hedeflerimiz doğrultusunda aldığımız kararlar, içinde bulunduğumuz piyasaya ters düşerek, fikirlerimiz kendi orijinalliğini kazandığı takdirde ya çizginin dışında kalarak zarara uğrar ya da farklı fikirlerimiz algıda seçicilik radarına girerek olumlu tepkileri toplar. Bahsedilen olumlu tepkileri toplamak doğrultusunda insanlara o ana dek ihtiyaç duymadığı bir ürünü hanelerine taşımak için manipülatif bir reklamcılık stratejisine sahip olmak gerekiyor. Değişkenlik gösteren akımlar sebebiyle, üretilen fikir ve ürünlerin sürdürülebilir bir formu olması kendi kazancımız ve başarımız açısından önemlidir, bu ancak kendi fikrimiz olan bir ürünü hayata geçirdiğimiz takdirde işleyebilir. Ve bu sorun insanlık tarafından net bir cevaba tamamlanacak seviyeye henüz gelmemiştir.
5. Kültür Endüstrisi
a. Pazarlama
Üreticiler, kendi ürünlerini pazarlamak için reklam ve reklamcılığı kullanırken, genellikle yarattıkları beklentileri karşılamaya odaklanırlar. Bu süreçte, hedef kitle belirleme ve yönetme önemli bir rol oynar. Her marka, kendine özgü bir hedef kitlesi oluşturur veya belirler ve bu kitleyi etkilemek için pazarlama stratejilerini modifiye eder. Dolayısıyla, üreticiler hem doğrudan hem de dolaylı olarak popüler kültürü etkileyerek, ürünlerini ve markalarını hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde tanıtırlar.
b. İş olanakları ve Markalaşma
Kültür endüstrisi, bugün birçok iş fırsatı sunar. Bunlardan biri influencerlik gibi popüler hale gelen mesleklerdir. Son yıllarda, birçok insan kolay yoldan para kazanmak için bu işi tercih etmiş ve sosyal medya platformlarında markalaşarak gelir elde etmiştir. Ayrıca, medya yöneticiliği de önemli bir iş olanağıdır. Dijital medyanın yükselişiyle birlikte, medya yöneticileri daha fazla önem kazanmıştır. Bir medya yöneticisi, bir şirketin dijital varlığını yönetir, sosyal medya stratejileri geliştirir ve içerik üretimini denetler. Bu sayede markalar, hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde ulaşabilir ve markalaşma süreçlerini yönetebilirler.
Markalaşma, iş olanakları açısından da büyük önem taşır. Bir markanın kendine özgü bir kimlik oluşturması ve müşterilere etkili bir şekilde iletmeye çalışması gerekir. Başarılı bir markalaşma stratejisi, şirketlere rekabet avantajı sağlayabilir ve tüketici sadakatini artırabilir. Son olarak, komite olarak tartıştığımız bu konunun içeriğinin yoğun olduğu yazdığımız bu manifestodan da anlaşılabilir. Ürünlerin pazarlanması ile kendi düşüncelerimiz çatışabilir ama bu çatışma içerisinde ortaya koyduğumuz sonucun etik değerlere uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmamız gerekir. Ayrıca popüler kültürün etkisiyle toplumlar şekillenir ve bu her zaman kötü bir şey olmak zorunda değildir, buna ek olarak kendi benliğimizi korumak ve kendi fikirlerimizi desteklemek de önemlidir. Bu konuları derinlemesine tartışmak ve araştırmak, popüler kültür hakkında bilgi sahibi olmamıza ve belki de toplumsal dayatmanın önüne geçmemize yardımcı olabilir.
Yazı: V. Etik Zirvesi Komite Öğrencileri
Not: Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.