Etik, Genel

COVİD-19 SÜRECİNDE ETİK YÖNETİM ŞİRKETLERE UZUN VADEDE KAZANDIRACAK!

Covid-19 sürecinde devletlerin konuya olan müdahalesinin yavaş olması dünya ekonomisini olumsuz etkilerken, birçok şirket çözümü müşterilerine ve çalışanlarına daha yaratıcı yollarla yardım etmekte buluyor.

Bu şirketler (ki bu yazıda sadece bazı örneklere yer verilmiştir) toplum, müşterileri ve çalışanlarına yardım amacıyla bazı kısa dönem finansal fedakârlıklar yapacaklarını açıkladılar.

İyi bir örnek olarak, Olive Garden ve Longhorn Steakhouse restoranlarının sahibi olan Darden Şirketler Grubu gösterilebilir. Bu şirket, basında kendisi aleyhine bazı olumsuz yorumlar çıkmasından sonra, saat başı çalışan işçileri de dahil olmak üzere 190.000 çalışanın hastalık izni alabilme sürelerini uzatacağını açıkladı.  Dünya çapında 162 ülkede faaliyet gösteren lüks Açık hava mağazası REI, 12 günlük geçici şirket kapanış döneminde bütün çalışanlarına ücret ödemeye devam edeceğini açıkladı. Ayrıca Maine eyaletinde faaliyet gösteren ulusal perakende şirketi L.L. Bean geçici şirket kapanış döneminde bütün çalışanlarına ücret ödeyeceğini açıkladı.

 

Bu şirketler şu anda yalnızca bir istisna olarak görünüyor. Birçok şirket Covid-19 süresince virüsün yayılmasına önlem olarak şirketlerini geçici olarak kapatırken çalışanlarına maaş ödemeyi kesmekte ve birçok şirkette işveren tarafından ödenen sağlık sigortası hizmeti de bulunmuyor. Bu durum saatlik çalışan işçilerde de farklılık göstermiyor.

Microsoft  Seatle ve San Francisco’da  raporlama gereğine bakılmaksızın Covid-19 süresince satış hizmet sağlayıcılarına saatlik ücret ödemeye karar verdi ve ardından Cisco şirketi de bu politikaya uydu.

Peki bu belirsiz zamanlarda şirketleri yalnızca kendi çıkarları dışında düşünmeye iten sebep nedir? 

Ethical Systems (NYU Üniversitesinde iş alanında faaliyet gösteren kâr amacı gütmeyen bir kuruluş) direktörü olan Alison Taylor şunları söylemekte: ‘Kurumsal liderler markalarının şirket değerinin büyük bir kısmını kapsadığını anlamıştır. Ancak bazı şirketler bu önlemleri medyaya yansıyan  eleştiriler üzerine yapmıştır. ‘Sosyal medya üzerinden ulaşılan bilgiler neticesinde vatandaşlar şirketlerin bu kriz süresince attığı adımları takip ediyor ve eleştiriler neticesinde şirket itibarlarının zarar görmesi nedeniyle bazı şirketler aksiyon alıyor ve hastalık izinlerine karşı şirketlerin işçilerinin ücretlerini ödemelerine dönük yaptığı harcamalar bu şirketlerin toplum nezdinde itibarlarının  artmasına katkı sağlıyor.’

Alison Taylor ayrıca şirket liderlerinin kriz zamanlarında nasıl hareket ettiğinin, ileride hatırlanacağını söylüyor.

Bu dönem uzun vadeli strateji ortaya koyabilecek şirketler için kamu güvenini ve bağlığı inşa (veya yeniden inşa) dönemi. Hızlı hareket etmek ve proaktif olmanın çok yararı var ve bu süreçte ilk hareket eden şirketler hatırlanacak.

 

Bazı şirketler bu süreçte kendi imajlarını yükseltmek ve müşterilerini desteklemek için çalışmalara başladılar. Daha önce iş modeli medya ve kanun koyucular tarafından sıkça eleştirilen Facebook,  30 farklı ülkede iş yaptığı 30.000 adet küçük çaplı işletmeye 100 milyon dolar hibe programı uygulayacağını açıkladı. Bu hibe hem nakit hem de Facebook reklam imkanları ile verilecek.

ABD’de faaliyet gösteren 60’dan fazla internet servis sağlayıcısı Federal İletişim Komisyonuyla yaptıkları anlaşma sonucu, küçük ve orta ölçekteki kuruluşların 60 gün boyunca fatura ödemeyeceklerini ve ülke çapında internet noktalarını ücretsiz hale getireceklerini açıkladı.

Uyum danışmanı ve aynı zamanda yazar ve konuşmacı olan Richard Bistrong bu süreçte şirketlerin müşterini ve çalışanlarını desteklemek için ellerinden geleni yapmalarını söylüyor.

‘Hükümetlere bu kriz döneminde yaptıkları iletişim ve alınan aksiyonlar konusunda yapılan eleştirilerin yanında, çok uluslu şirketlerin yalnızca çalışma ve işyeri açısından değil toplumsal sorumluluk anlamında proaktif ve innovatif yaklaşım sergilediklerini görüyorum. Şirketler, insanlara daha duyarlı olma ve toplumsal ilişkilerinin kolektif huzur ve sağlığa nasıl hizmet ettiğinin farkındalığı açısından yardım etmektedir.  Küresel kurumsal liderlerimizin çalışan bağlılığı, sağlık, güvenlik ve refah açısından çok proaktif bir duruş sergilediğini görmek ilham vericiydi.”’ diye ekliyor.

 

Bazı süpermarket zincirleri,  müşterilerin panik halinde rafları boşaltmasını yönetemedikleri nedeniyle eleştirildikleri için, müşterilerine hizmet için bazı yaratıcı çözümler sergilemiştir.  ABD’de Stop & Shop, Avustralya’da Woolworths ve İrlanda’da  Lidl ve Tesco süpermarket zincirleri 60 yaş üzerindeki vatandaşların mağazaları temizlendikten ve kalabalık gittikten sonra alışveriş yapabilmeleri için özel zamanlar belirlemiş durumdadır. İngiltere merkezli Morrisons süpermarket zinciri küçük tedarikçilerine destek için onların ödemelerini daha hızlı almaları sözü vermiştir.

Paket servislerin karantina döneminde toplum için hayati öneme haiz olduğu bu dönemde, yemek paket servis şirketi Uber Eats, bütün restoranlardan aldığı dağıtımlara dair komisyonları tahsil etmeyeceğini açıklamıştır. Ayrcı GrubHub şirketi Amerika’da faaliyet gösteren restoranlardan alcaklı durumda bulunduğu yüz bin dolar değerindeki komisyon ücretini onlara destek olmak için kalıcı olarak askıya aldığını duyurmuştur.

Diğer şirketler evsizlere, geçim sıkıntısı yaşayanlara ve çocuklara yiyecek yardımı yapmışlar, birçok restoran da yardıma muhtaç kişilere ücretsiz yemek vereceğini açıklamıştır.

Bir kitap yayıncısı olan Scholastic Inc., film yıldızları Jennifer Garner ve Amy Adams ile birlikte #SaveWithStories isimli bir program okulların kapalı olması nedeniyle ihtiyacı olan öğrencilere ücretsiz yiyecek sağlamaya başlamıştır. Jennifer Garner ve Amy Adams bağışları arttırmak ve farkındalık amacıla Instagam ve Facebook üzerinden çocuklara kitap okuma yayınları yapmaya başlamıştır.

 

Şirketler Kurumsal Sosyal Sorumluluğa Zorlanabilir mi?

Hükümetler kriz zamanlarındaki olağanüstü yetkilerini kullanmaya başladıklarında ve medikal cihazlar gibi zorunlu ekipmanlara ihtiyaç arttıkça belki tüm kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri gönüllü yapılmayacaktır. Yakın zamanda çıkan bir Reuters haberine göre Honda, Ford ve Rolls-Royce gibi şirketlerin, İngiltere hükümeti tarafından solunum cihazı üretmeleri konusunda baskılar yapılabileceği yorumları yapıldı.

Rolls-Royce sözcüsü, devletin COVID-19 sürecini atlatması konusunda ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını ve daha fazla yardım yapmak için üretim opsiyonlarını gözden geçirdiklerini açıklarken diğer şirketler henüz konuya ilişkin açıklama yapmadılar.

 

Orjinal Yazıdan Çeviri:
Av. Altuğ Özgün ve Doğu Oyman

Yazının Orjinali İçin Tıklayınız

 

Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.