İş yerlerinde kadınların en çok maruz kaldığı davranışlardan biri olan mansplaining, İngilizce erkek “man” ve açıklama “explaining” kelimelerinin birleşmelerinden meydana gelen, erkeklerin küçümseyerek ve aşırı kendine güvenen bir şekilde karşısındaki kadının uzman olduğu konularda ona bilgi veya öğüt verme hadsizliği olarak açıklanabilir.
Bu her yerde karşımıza çıkabilir. Aileden özel hayata, televizyon programlarından iş yerlerine kadar. Özellikle televizyon programlarındaki “kadın haklarının” tartışıldığı programları bir hatırlayın. Erkeklerin çoğunlukta olduğu bu programlarda; yine her konuda doğal “uzman” erkeklerin tartıştıkları kadınlara haklarını nasıl elde etmeleri ve kullanmaları konusunda ders verdiklerine kaç kere rast gelmişsinizdir.
Merriam-Webster sözlüğüne 2018 yılında eklenen bir terim olan mansplaining, “ilk olarak Rebecca Solnit tarafından yazılan “Men Explain Things To Me: Facts Didn’t Get In Their Way” adlı bir makalede kullanılmıştı. Solnit tam olarak bu terimi kullanmasa da kendi deneyimlerinden yola çıkarak, mansplaining olarak bilinen terimi tanımlamış oldu. “daima kendisini yücelten erkek sendromu” olarak tanımladığı bu kavram daha sonra erkek egemen anlayışın kendine özgü davranışlarından biri olarak feminist literatüre girmeyi başardı.
Aslında mansplaining en keskin şekilde bir erkeğin bir kadından daha bilgili olduğu önyargısına dayanır. Önyargıyı farkına vararak veya varmadan karşısındaki kadını küçümsemek izler. Kadının eğitiminin, zekâsının veya deneyiminin hiçbir önemi yoktur, bir erkek her zaman her konuda bir kadından çok daha bilgilidir(!). Dolayısı ile ona öğütler vermek, tavsiyelerde bulunmak -üstelik konu karşısındaki kadının uzmanlık alanı bile olsa- bir erkeğin en doğal hakkıdır. Bunda da bir kötü niyet yoktur. Peki gerçekten de öyle midir? Elbette hayır; bu önyargı ve küçümseme kadın erkek eşitsizliğinin tüm kapılarını açacak kadar hayati öneme sahiptir.
Journal of Language and Social Psychology’de yayımlanan bir makaleye göre, hem erkekler kadınların hem de kadınlar kadınların sözlerini erkeklerin sözlerini kestiklerinden daha fazla kesiyor. Söz konusu çalışmada, George Washington Üniversitesi’nden iki araştırmacı, 20 kadın ve 20 erkeği çiftler halinde bir araya getirip konuşmalarını kaydetti. Deney esnasında yapılan her üç dakikalık konuşma boyunca, kadınlar ortalama olarak erkeklerin sözlerini yalnızca bir kez bölerlerken kadınların sözlerini 2,8 kez böldüler. Erkekler, erkek sohbet partnerlerinin sözlerini ortalama iki kez, kadınların sözlerini de 2,6 kez kestiler[1].
Peki neler yapılabilir? Bunun için çeşitli öneriler bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse;
Bir toplantı veya sunum sırasında sözünüz mansplaining ile kesilirse hemen söz konusu sohbeti bitirin. “Sorularınıza sonra cevap vereceğim” veya “Kendi fikrimi ifade etmeyi bitirdikten sonra fikrinizi duymak isterim” diyerek tartışmayı hemen bitirin. Karşınızdaki kişinin sohbeti domine etmesine izin vermeyin. Unutmayın ki tartışmada ısrar etmesi onun için kötü bir gösterge olacaktır.
[1] https://www.bitchmedia.org/post/seven-studies-proving-mansplaining-exists Makalenin devamını okumak için tıklayınız.
Yazar: Dr. Bahar Karacar
Kaynak: INmagazine 20. Sayı
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi
Sağlam Temeller Üstüne! Etik ve Uyumun Suistimalle Mücadeledeki Önemi
Gençlerden Geleceğe: Sürdürülebilirlik ve Etik Zirvesi Manifestoları