Suistimal Yöntemleri: Düşmanı Tanımak ve Suistimalcinin Hayalleri
Çalışan suistimalleri ile etkin mücadelenin ana koşulu, şirketin özelliklerini dikkate alarak (ölçeği, sektörü, rekabet ortamı, kamu kurumları da dahil üçüncü taraflar ile ilişkiler gibi) sağlıklı bir suistimal risk değerlendirmesi yapmak ve buna göre kontrol mekanizmalarını oluşturmak. Risk değerlendirme süreci kadar önemli diğer bir konu ise, gerçek ve güncel suistimal vakalarının anlaşılması ve önlemlerin bu doğrultuda alınması. Suistimalin sinsi, suistimalcinin ise her zaman bizden birkaç adım önde olduğunu unutmadan hareket etmek suistimal ile mücadelede en akıllıca yöntem.
Suistimalcilerin uyguladıkları yöntemler (uygulayamadıkları veya uygulamayı hayal ettikleri dahil) ACFE tarafından üç ana kategoride sınıflandırılmış:
* Şirket varlıklarının kötüye kullanılması (nakit hırsızlıklar, harcama suistimalleri, stokların çalınması, şirket gizli bilgilerinin çalınması gibi)
* Yolsuzluk (çıkar çatışmaları, rüşvet, ekonomik zorlama, ihaleye fesat karıştırma)
* Hileli mali tablolar (cironun şişirilmesi, giderlerin hileli bir aktifleştirilmesi, gider karşılıkların ihmal edilmesi gibi)
ACFE’nin 2016 Küresel Suistimal Çalışmasına göre suistimalciler en fazla şirket varlıklarını kötüye kullanıyor. Vakaların %85’inde bu suistimal yöntemleri görülmüş. Bunun en temel nedeni bu suistimallerin yapılması kolay ve çok fazla zeka gerektirmiyor olması. Entelektüel zekaya daha çok ihtiyaç duyulan yolsuzluk yöntemi vakaların %35’inde, hileli mali tablolar yöntemi ise %10’unda karşımıza çıkıyor. Suistimalcinin eş zamanlı birden fazla farklı suistimal yöntemi kullanması, oranların toplamının %100’ü geçmesine neden oluyor.
Bu suistimal yöntemlerinin yarattığı hasar ise tam ters yönde. Hileli mali tablolar en az yapılan suistimal türü olmasına rağmen vaka başına ortalama 975,000 ABD Doları ile hasar sıralamasında birinci. Sonradan yolsuzluk (200,000 ABD Doları) ve şirket varlıklarının kötüye kullanılması (125,000 ABD Doları) geliyor.
Çok sık karşılaşılan şirket varlıklarının kötüye kullanılması yöntemlerinin detayına baktığımızda, en sık karşılaşılan yöntemler sırası ile fatura suistimalleri, nakit dışı varlıkların çalınması, harcama suistimalleri ve şirket nakit değerlerinin çalınması.
Diğer enteresan bir bulgu ise araştırmanın yapıldığı dünyanın tüm bölgelerinde en sık karşılaşılan ilk iki suistimal yönteminin içinde “yolsuzluk” var. Türkiye bu raporda Orta Doğu’da gösterilmiş. Ancak bizi yansıtacak üç bölgeyi (Batı Avrupa, Doğu Avrupa ve Orta Doğu) dikkate alarak yaptığım analiz, Türkiye’de en sık karşılaşılan suistimal yönteminin “yolsuzluk” olduğunu gösteriyor. Şeffaflık Derneği’nin 2015 yılında yapılan yolsuzluk algı araştırmasında Türkiye’nin 66 ıncı sırada yer alması da bu nedenle şaşırtıcı değil.
Suistimalde zarar, suistimalin ne kadar sürdüğü ile direkt bağlantılı. Örneğin 6 ay ve altında tespit edilen bir suistimalin ortalama zararı 45,000 ABD Doları iken, 25-36 ay arası sürenlerde 300,000 ABD Doları, 60 ayın üstünde sürenlerde ise 850,000 ABD Doları. Bu bulgu suistimalin hızlı tespit edilmesi durumunda şirketlerin ne kadar “karlı!” olacağını gösteriyor.
Deneyimler suistimal yöntemlerinin suistimalcinin hayali ile sınırlı olduğunu, diğer bir deyişle suistimal yöntemlerinin sınırı olmadığını gösteriyor. Bu nedenle çalışan suistimalleri ile mücadele edenler oyunu kuralına göre oynamalı, düşmanının taktiklerini anlamaya çalışmalı ve en önemlisi beklenmeyeni beklemeli!
Fikret Sebilcioğlu, CFE, SMMM Cerebra Muhasebe Denetim Danışmanlık Yönetici Ortağı
Fikret Sebilcioğlu, muhasebe, denetim ve danışmanlık alanlarında faaliyet gösteren Cerebra’nın yönetici ortağıdır. Muhasebe, bağımsız denetim, nansal raporlama, iç kontroller, adli muhasebe ve suistimal denetimleri ile uyum programları konularında 20 yıldan daha fazla tecrübeye sahiptir.
Fikret Sebilcioğlu Türkiye’de yerleşik birçok uluslararası şirkete UFRS, US GAAP, iç kontroller, iç denetim ve Sarbanes & Oxley Kanunu’na uyum alanlarında hizmet vermiştir. 2009 yılından itibaren beyaz yakalı suistimalleri, varlıkların kötüye kullanılması, rüşvet, fatura komisyonları (kickback), nansal tablo suistimalleri, Foreign Corrupt Practices Act and UK Bribery Act kanunlarına uyum ile karmaşık adli muhasebe alanlarında birçok projeyi yönetmiştir.
Cerebra’dan önce, Sebilcioğlu PwC İstanbul ve Rotterdam o slerinde 1993-2008 yılları arasında 15 sene çalışmıştır.
Suistimal İnceleme Uzmanı (Certifed Fraud Examiner), Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Kamu Gözetimi Kurumu tarafında verilen Bağımsız Denetçi unvanlarına sahiptir. Fikret Sebilcioğlu, Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE Turkey Chapter) ve Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu üyesidir. Ayrıca Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ve İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ISMMMO)’nın nin aktif üyesidir.
İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümünden 1993 yılında mezun olmuştur.
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi
Sağlam Temeller Üstüne! Etik ve Uyumun Suistimalle Mücadeledeki Önemi
Gençlerden Geleceğe: Sürdürülebilirlik ve Etik Zirvesi Manifestoları