Günümüz çalışma hayatında toplantılar, son dakika projeler yetiştirilmesi gereken işler arasında çalışanlardan zor durumlarda verimli performans göstermesi bekleniyor. Ancak çalışanlar ve özellikle yöneticilerin en çok zorlandıkları husus bu kararlar için yeteri kadar zaman bulmakta. Hiç zamanım yok, çok yoğunum… gibi motto haline gelmiş söylemler yöneticilerin artık bir selamlaşma şekli olmuş durumda. İyi bir yöneticiden beklenen kısa zaman içinde en doğru kararı vermesi ve zaman planlamasını en efektif şekilde yapması.
Hal böyle iken çoğu şirkette yeni şekillenen veya şekillenecek Etik ve Uyum departmanındaki yöneticiler için durum daha da karamsar. Etik ve Uyum Yöneticilerinden beklenen genelde gri alanlarda en kısa zamanda en doğru seçimi yaparken, sadece güvenli olan alanı seçip konfor bölgelerinde durmak değil etkin bir risk analizi ile stratejik iş partneri olarak davranmaları. Dolayısıyla Yöneticiler karar vermeye ne zaman karar vermeli? zaman nasıl kullanılmalı? en doğru karar anı nedir? gibi sorular zihinleri kurcalıyor.
Peki zor kararları vermek için en doğru zaman ne?
Gün içerisinde hangi saatlerin yeni kararlar almak ve riskli konularda karar açıklamak için doğru olduğu hususunda farklı görüşler mevcut. Örneğin Arjantinli psikologlardan oluşan bir ekip tarafından satranç oyuncular arasında yapılan deneysel bir çalışmanın sonucuna göre; en doğru karar alma zamanının sabah saatleri olduğu ortaya çıkmıştır. Psikologlar sabah saatlerinde alınan kararların daha yavaş alındığını ama sonuç itibariyle daha isabetli ve hatasız olduğunu ortaya koymuştur. Aynı araştırmaya göre, günün sonuna doğru alınan kararlar daha hızlı ve ani bir şekilde alınıp hata yapma ihtimalini artırmaktadır. Riskli kararlar genellikle akşamüstü saatlerinde alınıyor.
Benzer biçimde Harvard ve Utah üniversitelerinde yapılan bir deneysel çalışmanın sonuçlarına göre, insanların ahlak kurallarına uygun davranma ihtimalleri günün sonuna doğru azalıyor. Sabah saatlerinde daha düzgün ve ahlak kurallarına uygun karar veren insanların aksine, deneyde gün sonunu temsil eden katılımcılar dürüstlük ihlallerini daha rahat uygulamıştır. Deneyde insanlara matematik soruları çözdürüp her doğru cevap için beş cent ödeneceği söylenmiş. Cevaplara bakılmayacağını bilen denekler ise çözdüklerinden daha fazla doğru yanıta sahip olduklarını iddia etmişlerdir. Psikolog Nessa Bryce’a göre, insanların ahlak pusulası tıpkı vücutlarındaki kaslar gibi belirli bir saatten sonra yoruluyor. Zihnen ve bedenen yorulmuş insanlarda doğru ve isabetli kararlar almakta zorlanıyorlar.
Psikolog Marcia Reynolds’un kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı bir makaleye göre benzer bir sonuç ortaya çıkmıştır. Marcia Reynolds, özellikle sabah saatlerinde karar vermenin daha düzgün kararlar almanıza yardımcı olacağınızı ifade etmese de, konuyu bağladığı sonuç bunu göstermektedir. Zihinsel yoğunluk gerektiren işlerle meşgul olan insanların daha bencil kararlar verebildiğini söylüyor Marcia Reynolds. Ayrıca önemli kararlar almadan önce hata yapma riskini azaltmak için uygulanabilecek püf noktalarından bahsediyor. Mesela; önemli bir kararınızı açıklamadan önce uyumanız gibi. Eğer sabah uyandığınızda hala aynı düşüncedeyseniz muhtemelen doğru kararı vermişsinizdir. Bunun dışında, kararınızı yazıp daha sonra kaldırıp kendinizi hazır hissettiğinizde tekrar okumanızı tavsiye ediyor. Son olarak kararın kaynağını
düşünmeniz gerektiğini ve eğer varsa, bu önemli kararı vermeden önce güvendiğiniz yakın bir dostunuzla bu kararı paylaşmanızı öğütlüyor.
Hâkimler üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırma diğer araştırmalara yakın bir tablo(aşağıdaki tablo ile gösterilmiştir) ortaya çıkarmıştır. Şartlı tahliye kararı verme konusunda araştırmaya tabi tutulan hâkimler, tüm şartlı tahliye başvuruları arasından sadece %36’sı hakkında olumlu karar verdiler. Şartlı tahliyenin reddedildiği durumların saati ise dikkat çekici.Araştırma 1.112 karar üzerinden yapıldı. On aylık bir süre zarfında tamamlandı. Elde edilen verilere göre, hâkimler sabah saatlerinde kahvaltı yaptıktan sonra olumlu kararlar verirken (şartlı tahliye onayı) günün ilerleyen saatlerinde artan beden ve zihin yorgunluğu ile olumsuz karar verip şartlı tahliye başvurularını reddetmeye başladılar. Özellikle uzun süre yemek yenilmeyen durumlarda olumsuz kararların daha baskın geldiği görüldü. Buna müteakiben, günün saatti fark etmeksizin, hâkimler yemek molalarından döndükten sonra yine sabah saatlerinde gösterdikleri olumluluklarını gösterdiler. Araştırmanın sonucuna göre, tekrarlanan işlemlerde hâkimlerin status quo’ya göre karar verdikleri gözlemlendi. Yani, yorgun düşen hâkim, mahkûma şartlı tahliye hakkını tanımaktansa, onun bulunduğu yerde kalmasını daha uygun gördü. Hâkim yemek molasından döndükten sonra ise, bu düzen değişmeye ve retler yerini kabullere bıraktı.
Ego Tükenir mi?
Ego tükenmesi, insanların yoğun olarak iradelerini bir şeyi başarma veya bir şeyden uzak durma için kullanıp, öz kontrollerini tüketmesi ve daha sonra birbiriyle ilişkili olmayan başka bir görev için kendilerini kontrol edememelerini savunan bir teoridir. Örneğin, sıkıcı bir toplantıya konsantre olmaya çalışmak, sağlıklı bir öğle yemeği seçememenize veya iş yerindeki kaba bir müşteriyle uğraşırken sakin olmaya çalışmanızın, yeni egzersiz planınıza sadık kalma olasılığınızın azalmasına neden olabilir.
Teori Amerikalı sosyal psikoloji uzmanı Roy Baumeister tarafından bir deney sonucu ileri sürülmüştür. Çilolata ve turp deneyi olarak geçen deney şöyle gerçekleşmiştir. Bir grup öğrenci
deneye aç olarak gelmeleri şartıyla) bir tabakta taze çikolatalı kurabiye diğer tabakta beyaz turpların olduğu bir odaya alınmıştır. Birinci grup öğrenciye istedikleri kadar kurabiye yiyebileceklerini ikinci grup öğrenciye ise kurabiyelere dokunmanın yasak olduğu ve sadece trupları yiyebilecekleri söylenmiştir. Daha sonra öğrenciler başka bir odaya alınmış burada ise zor bir bulmaca çözmeleri istenmiştir. Gerçekte çözümü bulunmayan bu bulmacada amaç öğrencilerin vazgeçmeden önce kaç deneme yapacağını görmektir. Çikolatalı kurabiye yiyen öğrenciler ortalama 19 dakika bulmacayı çözmeye çalışırken sadece turp yiyen ve çikolatalı kurabiyeye direnen öğrencilerde ortalama 8 dakika bulmacayı çözmeye çalışmıştır.
Baumaster bu deneyde insan iradesini aynı bir kas gibi değerlendirerek, iradenin sınırlı bir gücü olduğunu iddia etmiştir. Taze kokan çikolatalı kurabiye yemeye direnen aç öğrencilerde bu irade gücü zayıflamış olup sonrasında başka tarz bir irade gerektiren bulmaca çözümüne ilk gruba göre yarıdan daha az zaman harcayabildikleri görülmüştür.
Zaman içinde, ego tükenmesi teorisi ve ilgili deney diğer üniversiteler tarafından eleştirilse de ego tükenmesini savunan psikologlar bir konuda yüksek irade gösteren insanların özellikle diyetlerine bağlı kalma, bütçelerini aşmama, ilişkilerde sadakat ve kavgadan uzak durma konularında sorun yaşadığını savunuyorlar. Aynı şekilde açlık veya ağır bir diyet yapma, uykusuzluk, yorgunluk gibi durumlarda kişilerin zor durumlara dayanıklılığının etkilendiği ve zor problemlerde kolay pes etme ve kolay tercihe yönelme eğilimine girdikleri de savunuluyor. Hatta her sabah kahvaltı etmeye alışmış bir bireyin bir sabah kahvaltısını kaçırmış olması gün içindeki kararlarını bile olumsuz etkileyebileceği savunulan görüşler arasında. Uzmanlar en verimli çalışma için gün içinde sık sık araların verildiği Pomodoro tekniğinin uygulanmasını ve gün içinde düzenli aralıklarla çalışmanın verimli karar almada bir araç olduğunu savunuyorlar.
Sonuç:
Zamanla yarıştığımız bu yüzyılda, son dakika taleplerle uğraşan ve toplantıdan toplantıya koşup ajandasına bağlı yaşayan üst düzey yöneticiler için doğru karar verme sürecinde bu unsurların göz önüne alınması gerekiyor. Düzenli beslenme, uyku, yeteri kadar dinlenme ile günün erken saatinde verilen kararların daha doğru çıkma ihtimali yükseliyor. Öğle yemeğini ertelediğimiz, ara vermeden yoğun bir şekilde çalıştığımız bir günün sonunda kritik kararları vermekten kaçınmalı ve doğru karar için kararımızı ertesi sabaha ertelemeliyiz. En iyi kararlar için, gün içindeki programımızda zor kararları sabah saatlerinde veya öğle yemeğinden hemen sonra dinlenmiş bir zihinle vermeyi tercih edilebilir, karar vermek gerektirmeyen diğer işleri buna göre planlayabiliriz. Belki de bu yöntemi yıllar önce çözmüş olan Mark Twain’in söylediği gibi “eğer bir kurbağa yemeniz gerekiyorsa, bunu sabah ilk iş yapmak en doğrusudur”.
Av. Altuğ Özgün ve Süneyye Zeyrek
Astellas Pharma
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
https://www.scientificamerican.com/article/people-are-more-moral-in-the-morning/
https://www.psychologytoday.com/blog/wander-woman/201404/when-you-should-never-make-decision
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi
Sağlam Temeller Üstüne! Etik ve Uyumun Suistimalle Mücadeledeki Önemi
Gençlerden Geleceğe: Sürdürülebilirlik ve Etik Zirvesi Manifestoları