Kitle bağışıklığı, toplumun herhangi bir salgın hastalıktan korunabilmesi için bünyesindeki belli bir oranda kişinin o hastalığa karşı bağışıklık kazanması olarak tanımlanabilir. Yani bir toplumda bir hastalığın yayılmaması için toplumun içinde büyük bir çoğunluğun o hastalığa karşı bağışıklık kazanması gerekmektedir.
Toplum içinde yer alan geniş sayıdaki bağışıklık kazanmış bireyler, salgın hastalığın enfeksiyon zincirinin kırılmasını ve hastalığın yayılma hızının düşmesini veya tamamen durmasını sağlayacaklardır.
Bir salgın hastalık için bağışıklığın kazanılmasındaki en önemli araçlardan biri de aşıdır. Bulaşıcı hastalıkların enfeksiyon zincirinin kırılması için toplumda büyük bir çoğunluğun aşılı olması gerekmektedir. Bu çoğunluğun oranına kritik eşik denilmektedir. Eğer kritik eşik yakalanmışsa hastalığın salgın olma olasılığı büyük oranda düşecektir.
Bu kitle bağışıklığı eşiği kızamık için %92-95, çiçek veya çocuk felci için %80-86, ebola için %33-60, pandemik grip için %33-44’dür.
Benzer kitle bağışıklığını şirketler için de düşünebilir ve uygulayabiliriz. Şirketlerin bünyesinde yer alan etik dışı davranışlara buluşan çalışanların sayısı şirketin genel olarak etik dışı davranışlara olan “kitle bağışıklığını” da belirleyecektir.
Her bir şirketin kendi sektörüne, çalışan sayısına, özelliklerine ve coğrafi koşullarına göre farklı bir kitle bağışıklığı olacaktır. Fakat eğer etik iş yapmamanın çoğunluk tarafından kesin olarak reddedilmesi sağlanırsa bu sayede şirketin genelinde de etik iş yapma düşüncesi daha hızlı olarak yayılacaktır.
Yalnız şunu unutmamak gerekir, bütün toplum için kitle bağışıklığı oranı tutturulsa bile bazı bölgelerde oranın altında kalınması hastalığın salgın olarak yayılmasını o bölgede etkilemeyecektir.
Diyelim ki İstanbul’da kitle bağışıklığı için gereken bağışıklık oranı %95’i tutturdunuz. Fakat bu oranı Eyüp’te tutturamazsanız Eyüp’te hastalık yayılmaya devam edecektir. Aynı şekilde bir şirketin belli birimlerinde etik iş yapma anlayışını yerleştirmiş bile olsanız belli birimlerde bunu başaramamışsanız en azından o birimlerde etik dışı davranışlar devam edecektir.
Şirketin içindeki küçük gibi görülen etik aksaklıklara zamanında müdahale edilmezse ve aksaklıklar düzeltilmezse bu aksaklıkların bir çeşit zincirleme reaksiyon ile şirket içinde salgın hastalığa dönüşeceği ve sistemin daha da bozulmasına sebep olacağı ortadadır. Bu yüzden şirketlerin kendi içlerinde yolsuzluğa ve etik dışı davranışlara karşı etik kitle bağışıklığını yakalamaları büyük öneme sahiptir.
Ali Cem Gülmen
KAYNAKLAR: Kitle Bağışıklığı Ve Kızamık: Ferit Kuşçu, Emin Ediz Tütüncü
https://en.wikipedia.org/wiki/Herd_immunity
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi
Sağlam Temeller Üstüne! Etik ve Uyumun Suistimalle Mücadeledeki Önemi
Gençlerden Geleceğe: Sürdürülebilirlik ve Etik Zirvesi Manifestoları