Etik ve Uyum Yönetimi

Suistimallere Karşı Sıfır Tolerans –Bölüm 2

Tanıştırayım, Yakın Arkadaşım “Suistimalci”…
Yazımın başlığı ile amacım sizi çalışma arkadaşlarınıza ilişkin şüpheci yapmak değil. Ancak karşılaştığımız bir çok vakada mağdur şirketin çalışanlarının suistimalci için “O çok iyi bir arkadaşımızdı” veya “Çok iyi bir yöneticiydi, herkes ona saygı duyardı” dediğini hatırlıyorum. Bu yazımda sizlere bu “arkadaşın” profilini ACFE’nin 2016 raporundan faydalanarak anlatmaya çalışacağım.

– Suistimalcinin şirketteki pozisyonu ile suistimalin boyutu arasında güçlü bir korelasyon var. Suistimallerin sadece %19’u üst düzey yöneticiler tarafından yapılmasına rağmen, en yüksek ortalama zarar 703,000 ABD Doları ile bu gruba ait. Örneğin; suistimallerin %41’i müdür altında çalışan personel tarafından yapılırken, vaka başına ortalama zarar sadece 65,000 ABD Doları.

– Suistimalci ne kadar uzun bir şirkette çalışırsa, oluşan zarar o kadar yüksek oluyor.

– Suistimallere bazı departmanlarda daha sık karşılaşılıyor. Örneğin yolsuzluk (çıkar çatışmaları veya rüşvet) hemen hemen tüm departmanlarda vakaların %35’inde görülürken, bu oran üst düzey yöneticilerde %50, satın alma departmanında ise yaklaşık %70 olarak gerçekleşiyor. Diğer göze çarpan bir bulgu ise, mali tablo suistimallerinin yine sıklıkla üst düzey yöneticiler tarafından yapıldığı.

– Suistimallerin %69’unu erkekler, %31’i kadınlar yapıyor.

– Suistimalcilerin %55’inin yaş bandı 31 ile 45 yaş arasında değişiyor. Enteresan olan bulgu; suistimalcinin yaşı arttıkça oluşan ortalama zararın da artması. İncelenen suistimal vakalarının %2.5’unu 60 yaş üstü kişiler tarafından gerçekleştirirken, her bir vakadaki ortalama zarar 630,000 ABD Doları hesaplanmış. Bu ortalama zarar diğer yaş bandları ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek. Örneğin 41-45 yaş bandı suistimalciler vakaların %19’unu gerçekleştirirken, ortalama zarar 250,000 ABD Doları olarak hesaplanmış.

– Eğitim seviyesi arttıkça oluşan zarar da artıyor. Üniversite mezunları vakaların %47’sini gerçekleştirirken, ortalama zarar 200,000 ABD Doları hesaplanmış. Oysa lisans üstü eğitim alan suistimalci, vakaların sadece %13.2’sini gerçekleştirmesine rağmen, ortalama zarar 300,000 ABD Doları olarak hesaplanmış.

– Vakaların sadece %5.2’inde suistimalcinin suç geçmişi var. Diğer bir deyişle, suistimal vakalarının çok büyük bir kısmında suistimalci suçu ilk kez işliyor.

– Suistimalcilerde en sık karşılaşılan davranış özellikleri (i) maddi olanaklarının elveremeyeceği şekilde yaşamak (ii) mali problemler (iii) tedarikçi veya müşteri ile olağan dışı yakın ilişki (iv) kurnazlık veya nüfuz ticareti ile işleri yürütme (v) yaptığı işe başkasını karıştırmama (vi) boşanma veya ailevi problemler.

– Suistimalcilerin %40’ı (gerçekleştirdikleri suistimal haricinde) işyerlerinde karşılaşılan diğer davranış ihlallerine de karışmışlar. Bu çerçevede en sık karşılaşılan ihlaller; tehdit, yıldırma, işe gelmeme, iş geç kalma veya yavaşlık.

– Suistimal vakalarındaki tecrübeme dayanarak çoğu suistimalcinin normal kişiler gibi göründüklerini söyleyebilirim. Bu kişiler çoğu zaman iş arkadaşımız, tanıdığımız hatta akrabamız olabiliyor. Çoğunun görünüşteki dürüstlüğü, bu kişilerden şüphelenmeyi zorlaştırıyor hatta suistimal yapabileceklerine inanmakta güçlük çekiyoruz. Ancak suistimali etkin bir şekilde önlemek ve tespit etmek için beklenmeyeni beklememiz ve profesyonel şüpheciliğimizi iyi kullanmamız gerekiyor.

Yukarıda verilen açıklamalar, bu profildeki kişilerin suistimal yapacağını, profilin dışında kalanların da yapmayacağını tabiki göstermiyor. Ancak, suistimalcinin özelliklerine ilişkin eğilimlerin incelenmesi, suistimal ile mücadele edenlere yapacakları risk değerlendirmelerinde bir çerçeve ve perspektif sağlayacaktır.

Bilinen bir sözü değiştirerek yazımı tamamlayayım. “Güven iyidir, profesyonel şüphecilik daha iyidir”. Umarım tanıştırmak durumunda kalacağınız bir suistimalci arkadaşınız olmaz !

 


Fikret Sebilcioğlu, CFE, SMMM Cerebra Muhasebe Denetim Danışmanlık Yönetici Ortağı

Fikret Sebilcioğlu, muhasebe, denetim ve danışmanlık alanlarında faaliyet gösteren Cerebra’nın yönetici ortağıdır. Muhasebe, bağımsız denetim, nansal raporlama, iç kontroller, adli muhasebe ve suistimal denetimleri ile uyum programları konularında 20 yıldan daha fazla tecrübeye sahiptir.

Fikret Sebilcioğlu Türkiye’de yerleşik birçok uluslararası şirkete UFRS, US GAAP, iç kontroller, iç denetim ve Sarbanes & Oxley Kanunu’na uyum alanlarında hizmet vermiştir. 2009 yılından itibaren beyaz yakalı suistimalleri, varlıkların kötüye kullanılması, rüşvet, fatura komisyonları (kickback), nansal tablo suistimalleri, Foreign Corrupt Practices Act and UK Bribery Act kanunlarına uyum ile karmaşık adli muhasebe alanlarında birçok projeyi yönetmiştir.

Cerebra’dan önce, Sebilcioğlu PwC İstanbul ve Rotterdam o slerinde 1993-2008 yılları arasında 15 sene çalışmıştır.

Suistimal İnceleme Uzmanı (Certifed Fraud Examiner), Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Kamu Gözetimi Kurumu tarafında verilen Bağımsız Denetçi unvanlarına sahiptir. Fikret Sebilcioğlu, Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE Turkey Chapter) ve Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu üyesidir. Ayrıca Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ve İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ISMMMO)’nın nin aktif üyesidir.

İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümünden 1993 yılında mezun olmuştur.

 

Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.