Türk rekabet hukukunda sağlayıcının anlaşma konusu malların hem üreticisi hem de dağıtıcısı olduğu, alıcının ise bu mallarla rekabet eden malların üreticisi değil dağıtıcısı olduğu dikey anlaşmalar “ikili dağıtım sistemi” olarak kabul edilmektedir. Bu tür dikey anlaşmalarda taraflar, bir yandan tedarik zincirinde iş birliği içerisindeyken, diğer yandan dağıtım pazarı içinde rakip konumundadır. Bu ikili yapı, taraflar arasında özellikle müşteriler ve fiyatlara ilişkin bilgi alışverişi yapılmasını riskli hale getirmektedir. Öte yandan, dikey ilişkideki tarafların bazı ticari bilgileri paylaşması da şüphesiz kaçınılmazdır.
Bu yazımızda ikili dağıtım sisteminde teşebbüslerin, dağıtıcılarıyla hangi bilgileri ne ölçüde paylaşabileceği, bu bilgi değişiminin hangi noktada hukuka aykırı kabul edileceği, Avrupa Birliği’nin bu konudaki yaklaşımının Türk rekabet hukuku uygulamasında nasıl yol gösterebileceği ve dikkat edilmesi gereken konular ele alınacaktır.
Bayinizle Bilgi Değişiminiz Bir Kartel Olabilir mi?
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) 4. maddesi uyarınca teşebbüsler arasındaki rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, uyumlu eylemler ve bilgi değişimleri hukuka aykırıdır. Rekabet Kurumunun Yatay İşbirliği Anlaşmaları Hakkında Kılavuz’unda (“Yatay İş Birliği Kılavuzu”) kapsamlı olarak ele alındığı üzere, rakipler arasında rekabet açısından hassas bilgilerin paylaşımı pazardaki şeffaflığı artırmak ve taraflar arasında rekabet karşıtı iş birliğini kolaylaştırmak suretiyle rekabeti sınırlayıcı etki yaratabilir.[1] Rakipler arasında geleceğe yönelik fiyat hareketleri gibi rekabet açısından hassasiyeti çok yüksek birtakım bilgilerin paylaşılması ise amaç açısından rekabet sınırlayıcı olarak kabul edilmekte ve doğurduğu etkiden bağımsız olarak ihlal teşkil etmektedir.[2] Dolayısıyla ikili dağıtım sisteminde taraflar arasındaki bilgi paylaşımlarının rakiplik ilişkisi bulunan pazara dair olup olmamasına göre çeşitli rekabet sorunları ortaya çıkabilmektedir.[3]
Rekabet Kurumunun 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nde (“Tebliğ”) üretim veya dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalar olarak tanımlanan dikey anlaşmaların belirli koşulları karşılaması şartıyla 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinin uygulanmasından muaf tutulacağı belirtilmiştir. Tebliğ’in 2. maddesi kapsamında rakip teşebbüsler arasında yapılan dikey anlaşmaların bu muafiyetten yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Bununla birlikte teşebbüslerin yalnızca dağıtım seviyesinde birbirlerine rakip olduğu, ancak üretim/tedarik açısından herhangi bir rekabetten bahsedilemeyen ikili dağıtım ilişkileri, bu duruma bir istisna teşkil etmekte ve grup muafiyetinden yararlanabilmektedir.
İkili dağıtım sisteminde dağıtım pazarında birbirine rakip konumda bulunan tarafların, aralarındaki dikey ilişki gereği tavsiye satış fiyatı, kampanyalar gibi bilgileri birbirleriyle paylaşmaları zorunlu olabilmektedir. Bunun sonucunda tarafların dağıtım pazarındaki rekabetini etkileyen sonuçlar doğabilecektir. Henüz Rekabet Kurulu (“Kurul”) tarafından ikili dağıtım sisteminde dağıtıcı ve sağlayıcı arasındaki bilgi değişimi nedeniyle verilmiş bir ihlal kararı bulunmamaktadır.[4] Bununla birlikte Avrupa rekabet otoritelerinin verdiği bazı kararlarda bu tür örnekler görülebilmektedir.
Bu örneklerden en çarpıcı olanı Danimarka Rekabet Otoritesi’nin (“DRO”) Hugo Boss[5] kararlarıdır. Söz konusu kararlarda DRO, Hugo Boss ile yeniden satıcıları Kaufmann ve Ginsborg arasında düzenli olarak geleceğe yönelik perakende fiyat, indirim ve satış miktarı gibi verilerin paylaşılmasını hazır giyim ürünlerinin perakende satışı pazarında rekabeti sınırlama amaçlı bir uyumlu eylem olarak değerlendirmiştir.[6] İlgili kararlarda soruşturma tarafları söz konusu bilgi değişimlerinin, Türkiye’deki mevcut dikey grup muafiyeti rejimine oldukça yakın olan, eski AB Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tüzüğü (“AB Tüzüğü”) tahtında grup muafiyetinden yararlandığı savunmasını yapmıştır. Öte yandan DRO, temel olarak Hugo Boss’un perakende mağazalarındaki fiyat hareketleri ve indirimlere ilişkin bilgi paylaşılmasını, taraflar arasındaki dikey ilişkinin bir parçası olmayan ve tamamen tarafların rakip olduğu perakende satış pazarına ilişkin bir davranış olarak değerlendirmiştir. Bu çerçevede DRO, dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyetinin söz konusu uyumlu eylem için uygulanamayacağına karar vermiştir.
Yukarıdaki örneğe paralel olarak, bilgi değişiminin temel olarak pazarın taraflar arasında rakiplik ilişkisi bulunan seviyesine ilişkin olduğu durumlarda, rekabet otoriteleri benzer yaklaşımlar sergileyebilecektir. Nitekim AB’deki yeni dikey grup muafiyeti rejimi de grup muafiyetinin uygulanması açısından hangi bilgi değişimlerinin dikey ilişkinin kapsamında kabul edilebileceğine ilişkin çeşitli düzenlemeler içermektedir.
AB Dikey Grup Muafiyeti Rejiminin İkili Dağıtım Sistemlerindeki Bilgi Değişimlerine Bakışı
Ülkemizdeki dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyet rejimine paralel olarak AB dikey grup muafiyeti rejiminde de ikili dağıtım sistemleri temel olarak grup muafiyetinden yararlanabilmektedir. Bununla birlikte 2022 yılında yürürlüğe giren yeni AB dikey grup muafiyet tüzüğüne[7] (“AB Tüzüğü”) göre sağlayıcı ve alıcı arasındaki bilgi değişimleri, dikey sözleşmenin uygulanması ile doğrudan ilgili değilse ya da sözleşme konusu mal veya hizmetlerin üretimi veya dağıtımının iyileştirilmesi için gerekli değilse dikey grup muafiyetinden yararlanmayacaktır.[8] Sağlayıcı ve alıcı arasındaki bilgi değişimlerinin hangi durumlarda bu koşulları sağlayabileceğine ilişkin daha detaylı açıklamalar ise Avrupa Komisyonunun Dikey Kısıtlamalara İlişkin Rehberi’nde (“AB Rehberi”) sağlanmaktadır.[9]
AB Rehberi’ne göre aşağıdaki bilgiler, genellikle ticari ilişkinin sürdürülebilmesi için doğrudan ilgili ve gerekli kabul edilmektedir:[10]
- Dikey ilişki konusu ürün veya hizmetlere ilişkin teknik bilgiler (kayıt, sertifikasyon, kullanım, bakım, onarım, geri dönüşüm gibi)
- Dikey ilişki konusu ürün veya hizmetlerin üretim veya dağıtımına ilişkin lojistik bilgiler (üretim süreci, stok, spesifik müşteri bilgisi içermeyen satış hacmi gibi)
- Spesifik müşteri alımlarına ilişkin bilgi içermemek ve alıcının satış yapabileceği müşterileri veya bölgeleri kısıtlamamak kaydıyla müşteri tercihleri ve geri bildirimleri
- Sağlayıcının ticari ilişki konusu ürün veya hizmetleri alıcıya sattığı fiyata ilişkin bilgi
- Sabit veya asgari satış fiyatına dönüşmemesi koşuluyla ve geleceğe dönük satış fiyatı bilgisi içermemek kaydıyla ticari ilişki konusu ürün veya hizmetlere ilişkin tavsiye satış fiyatları
- Ürünlerin pazarlama koşullarına ilişkin bilgiler (kampanya bilgileri, ticari ilişki kapsamında tedarik edilecek yeni ürünlere ilişkin bilgiler)
- Herhangi bir rakip özelinde detay içermemek kaydıyla pazarlama ve satış faaliyetleri ile diğer dağıtıcılara ilişkin toplulaştırılmış satış rakamları dahil olmak üzere satış performansına ilişkin bilgiler
AB Rehberi’nde genel olarak doğrudan ilgili ve gerekli kabul edilmeyebilecek bilgiler bakımından da örneklere yer verilmiştir:
- Ürünlere dair rekabetin gerçekleştiği alt pazardaki (dağıtım pazarındaki) dağıtıcının ya da sağlayıcının geleceğe dönük satış fiyatlarını paylaşması;
- Alıcının kendi markası altında sattığı ürünlere ilişkin bilgiler (sağlayıcının aynı zamanda söz konusu ürünlerin üreticisi olduğu durumlar bunun istisnasını oluşturmaktadır);
- Çeşitli istisnalar dışında dikey ilişki konusu ürün ve hizmetlerin son kullanıcılarına ilişkin bilgilerin paylaşılması. Bu istisnalar ise aşağıdaki şekildedir:
- Bilgi paylaşımının belirli bir son kullanıcıya özgü indirimler, sadakat programları ve satış öncesi/sonrası hizmetler için gerekli olması, veya
- Seçici dağıtım sisteminin veya münhasır dağıtım sisteminin uygulandığı durumlarda sistemin doğru bir şekilde işlediğinin takip edilmesi amacıyla da son kullanıcı bilgilerinin paylaşılması[11]
Yukarıda yer verilen olumlu ve olumsuz örneklerin her biri, somut olay özelinde değerlendirme gerektirmekte olup sınırlı sayıda sayılmamıştır.
AB Rehberi’nde, ikili dağıtım sistemlerinde bilgi değişimine ilişkin risklerin azaltılması için öneriler de bulunmaktadır.[12] Örneğin, teşebbüsler riskleri minimize etmek için söz konusu bilgileri toplulaştırılmış ve/veya eskitilmiş şekilde paylaşabilir. Ayrıca sağlayıcı teşebbüsün çalışanları arasında bir Çin Seddi (Chinese Wall ya da firewall olarak da adlandırılmaktadır) kurularak alıcıdan (yeniden satıcıdan) gelen bilgileri yalnızca tedarik pazarından sorumlu çalışanların görebilmesi, bu verilere dağıtımdan sorumlu çalışanların erişememesi alınabilecek bir önlem olarak belirtilmiştir.[13]
Türkiye için Çıkarımlar
Kurul, ikili dağıtım sistemi içeren ilişkilerde sağlayıcı tarafından yeniden satış fiyatının belirlenmesi veya bayilere bölge veya müşteri sınırlaması getirilmesinin incelendiği Yatsan,[14] Linde Gaz[15] ve Posta/Kargo[16] gibi kararlarında genel olarak ilişkinin dikey niteliği üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede, Kurul’un genel tutumu, ikili dağıtım sistemlerine dikey perspektiften bakılması olduğu söylenebilir. Bu kapsamda, dikey ilişki içerisindeki sağlayıcı ve yeniden satıcılar arasındaki bilgi değişimlerinin genel olarak grup muafiyetinden yararlanacağı düşünülebilir. Bununla birlikte, kanımızca, Hugo Boss kararlarında olduğu üzere tamamen dağıtım kanalındaki rekabete ilişkin olan ve fiyat birliği yaratma amaçlı bilgi değişimlerinin söz konusu olduğu durumlarda Kurul’un da DRO ile benzer biçimde bilgi değişiminin yatay nitelikte olduğu sonucuna ulaşma ve grup muafiyetinin uygulanabilir olmadığını değerlendirme ihtimali bakidir. Nitekim (i) Kurul’un yaklaşımlarının zamanla değişebildiği ve (ii) Kurul’un özellikle mehaz Avrupa Birliği rekabet hukuku rejimindeki gelişmeleri dikkatle izleme eğiliminde olduğu da bu kapsamda dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede, ikili dağıtım sistemi kullanan sağlayıcıların, dağıtıcıları/distribütörleri/bayileri ile olan bilgi değişimlerine oldukça hassas yaklaşmaları gerekmektedir.
İkili dağıtım sistemi kapsamında gerçekleşen bilgi değişimlerinin değerlendirilmesi için halihazırda en önemli kaynak AB Tüzüğü ve AB Rehberi’dir. Dolayısıyla ikili dağıtım sistemi yürüten sağlayıcıların yeniden satıcılardan aldıkları bilgilerin dikey ilişki ile doğrudan ilgili ve gerekli olup olmadığını AB Rehberi’ndeki örnekleri de dikkate alarak değerlendirmesi rekabet hukuku risklerinin minimize edilmesi için önemli bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tür bir değerlendirmede bilgi değişiminin rekabete duyarlı gözükmesi durumunda ise Çin Seddi uygulamaları yoluyla sağlayıcının dağıtım/perakende seviyesi ile ilgilenen çalışanlarının bu bilgiye erişememesinin sağlanması, risklerin azaltılması için etkin bir yöntem olacaktır. Şüphesiz ki bu tür bir yöntemin seçildiği durumlarda, bu uygulamanın kapsamında yer alacak sözleşmesel ve organizasyonel unsurların dikkatle tasarlanması gerekecektir.
[1] Yatay İş Birliği Kılavuzu, para. 61.
[2] Yatay İş Birliği Kılavuzu, para. 57.
[3] Bircan, Sebahat Gözde; “Rekabet Hukuku Perspektifinden İkili Dağıtım Sistemi”, Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezleri Serisi, 2022.
[4] 16 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla Rekabet Kurumunun internet sitesinde yayımlanmış gerekçeli kararlar dikkate alınmıştır.
[5] Informationsudveksling mellem HUGO BOSS og Kaufmann, No. 19/04380, (2020); Informations udveksling mellem HUGO BOSS og Ginsborg, No. 19/03566.
[6] HUGO BOSS, para. 579.
[7] EU 2022/720 sayılı Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Anlaşma’nın 101(3) maddesinin dikey anlaşma ve uyumlu eylemlere uygulanmasına iişkin Komisyon Tüzüğü
[8] AB Tüzüğü, madde 2.5.
[9] Avrupa Komisyonunun Dikey Kısıtlamalara İlişkin Rehberi, “Guidelines on Vertical Restraints (2022/C 248/01)”, https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/%20TXT/PDF/?uri=CELEX:52022XC0630(01)
[10] AB Rehberi, para. 99.
[11] AB Rehberi, para. 100.
[12] AB Rehberi, para. 103.
[13] AB Rehberi, para. 103.
[14] Yatsan (23.09.2010, 10-60/1251-469).
[15] Linde Gaz (29.08.2013, 13-49/710-297).
[16] Posta/Kargo (16.01.2020, 20-04/47-25).
Yazı: Sinan Diniz – Ortak Avukat, Simru Tayfun – Kıdemli Avukat, Beyza Arlı – Avukat
Kaynak: INmagazine 38. Sayı
Diğer Sayıları İçin: INmagazine
Not: Makalelerdeki Görüş ve Yorumlar Yazar veya Yazarlara Ait Olup, Etik ve İtibar Derneği’nin Konu ile İlgili Düşüncelerini Yansıtmamaktadır.