Çoğu zaman iş yerlerinde ayrımcılık konusu açıldığında hep akıllara kadınlara,
farklı inançlılara, azınlıklara veya engellilere yapılan haksız ve farklı muameleler gelir.
Oysa ayrımcılığa uğrayan öyle bir grup vardır ki sanki onları görmemek birçok iş yerinin işine geliyor.
Onlara göre o grubun haklarının savunulmasına daha çok var. Onların sıralarını beklemesi gerekiyor. Evet artık günümüz dünyamızda seslerini çok daha fazla yükseltmeyi başaran ve ayrımcılığın her türlüsüne hala çok sert olarak uğrayan LGBTQ bireylere yapılan cinsel yönelim[1] ayrımcılığından bahsediyoruz.
LGBTİ jargonunda sıkça kullanılan “dolaba girmek” kavramı; “Toplumun farklı cinselliklere bakış açısının getirdiği baskı ve ötekileştirme durumu karşısında kişinin toplumun genelinden ya da norm olarak kabul edilen cinsellik rollerinden farklı olan yönelimlerini gizleme kararı” olarak açıklanmaktadır. [2] Günümüzde bir çok LGBTİ bireyi de cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılığa uğramamak için “dolaba girmek” zorunda kalmaktadırlar. Kovulmak, alay edilmek, terfi alamamak, sözlü veya fiziksel tacize uğramak gibi korkular LGBTİ bireylerini cinsel yönelimlerini saklamak zorunda bırakıyor. Üstelik bu durum gelişmiş ülkelerde de bitmeyen bir sorun. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki LGBTİ çalışanlarının neredeyse yarısı (% 46) iş yerinde cinsel yönelimlerini saklamak zorunda kalıyorlar[3].
Chicago Üniversitesi tarafından Amerikan toplumsal eğilimleri üzerine yapılan General Social Survey (GSS) anketine göre , kendilerini LGBTİ olarak tanımlayana katılımcıların yüzde 16’sı cinsel yönelimleri nedeniyle işlerini kaybettiklerini ifade ediyorlar[4].
Bir başka araştırmada LGBTİ çalışanların %53’ü istemedikleri halde işyerlerinde gey ve lezbiyenler hakkında şakalara maruz kalıyor. Yine LGBTİ çalışanlarının %10’u işlerinden iş ortamları onları kabul etmediği için ayrılmak zorunda kalıyor[5].
Çok daha ilginç bir araştırma ise LGBTİ olmayan bireylerin konuya ne kadar çelişkili baktığını gösteriyor. LGBTİ olmayan çalışanların yüzde 81’i LGBTİ iş arkadaşlarının “kimliklerini gizlemek zorunda kalmaması gerektiğini” savunuyor. Fakat aynı araştırmada yine LGBTİ olmayanların yüzde 70’i iş yerinde cinsel yönelim hakkında konuşmanın “profesyonelce” olmadığını söylüyor. Yani “fikrini söyle ama sesini çıkarma” gibi ilginç bir mantığa sahipler.
Yukarıda sözü geçen araştırmaların cinsel yönelim haklarına son yıllarda çok önem veren ABD yapıldığına dikkat edilirse durumun ne kadar kötü olduğu gözden kaçmayacaktır.
Üstelik LGBTİ bireylere yapılan iş yerinde ayrımcılık sadece kendi kimliğini ifade ettiğinde meydana gelmiyor. Ayrıca kendi kimliğini dönüştürme, kimliğinden farklı olmak zorunda kalmak da bu ayrımcılığın sonuçlarından biri.
Ayrımcılık, taciz ve dışlanma, kişinin heteronormativiteye (heteroseksüelliğin normal cinsel davranışı tanımlamak için standart olduğu ve erkek-kadın farklılıkları ve cinsiyet rollerinin normal insan ilişkilerinde doğal ve değişmez temeller olduğu varsayımı[6]) uyumsuz olduğunun algılanması, kadın ve erkeklerin nasıl görünmeleri ve davranmaları beklendiğine dair önyargılar nedeniyle meydana geliyor. Genellikle “erkeksi” olarak algılanan kadınlar veya davranış veya görünüm olarak “kadınsı” olarak görülen erkekler açık ve net ayrımcılığa uğruyorlar. Bazen de mobbing ve kaba şakalarla taciz ediliyorlar.
Bu durum LGBTİ çalışanlara özel hayatları ile ilgili yakışıksız sorularla da destekleniyor. Neden kız arkadaşı olmadığı ,neden erkek gibi giyindiği, eline koluna neden hakim olamadığı gibi şakalar veya uyarılar bireyin iş yerinde zorlanmasına sebep oluyor. Unutulmaması gerekir ki “Toplumda bireyi yalnızlığa iten ötekileştirme mekanizmalarının kendine özgü bir işleyişi vardır. Bu mekanizmalar toplumun o kadar derinlerine işlemiştir ki, bunların farkında varmak, hem ötekileştiren hem de ötekileştirilen bireyler için çoğu zaman mümkün olmayabiliyor.[7]”
Ülkemizde ise cinsel yönelim ayrımcılığının boyutlarının en ölçüde korkunç olabileceğini tahmin etmek zor değil. Bu konuda yapılan araştırmalar da ne yazık ki bu doğrultuda veriler sunuyor.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi ve Kaos GL’nin ortak araştırması “2018 İstihdamda LGBTİ+ Anketi”ne göre [8] ülkemizde özel sektörde çalışanların yüzde 22’si, kamu sektöründekilerin yalnızca yüzde 7’si cinsiyet kimliklerini ve cinsel yönelimlerini toplum içinde açık olarak yaşayabiliyor.
Özel sektörde çalışanların yüzde 42’si cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimini tamamen gizliyor, yüzde 36 ise cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimini kısmen açık olarak yaşayabiliyor. Kamu çalışanlarının ise yüzde 36’sı tamamen cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimini kapalı, yüzde 39’u kısmen açık, yüzde 18’i ise “cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimininin açık olmadığını ama tahmin edildiğini düşünüyor”.
Yine Rapora göre LGBTİ sorunları konusunda çeşitlilik ve kapsayıcılık içeren politikalara sahip çok şirket bulunuyor. Bunu yanı sıra “Heteronormatif ve cisnormatif ikili cinsiyet sisteminin ürettiği norm ve rollere ilişkin beklentiler öne çıkarak çalışanlar üzerinde daha istihdam öncesinde olumsuz etkiler yaratılıyor. İş ilanlarında “bayan”, “erkek”, “askerliğini yapmış erkek” gibi heteronormatif ifadeler kullanılıyor, keyfi ayrımcılık yapılırken “prezentabl olma” gibi ifadeler kullanılıyor.”
198 özel sektör çalışanının 31’i ayrımcılığa maruz kaldığını; 84 kişi ise ayrımcılığa maruz kalmamak için cinsiyet kimliğini ya da cinsel yönelimini gizlediğini söylüyor. Rapor bu 31 vakanın 6’sının üst merciye bildirildiğini, sadece 3’ünde ayrımcılığı yapan kişi uyarıldığını gösteriyor.
[1] Cinsel yönelim, cinselliğin en önemli bileşenlerinden birisi olarak bir kişinin erkek, kadın ya da her iki cinse yönelik duyduğu cinsel çekim
[2] Seni Dolaba Kim Koydu: Gökçen Ezber, Aylak Kitap
[3] https://www.hrc.org/resources/a-workplace-divided-understanding-the-climate-for-lgbtq-workers-nationwide
[4] https://www.prideatwork.org/issues/workplace-discrimination/#_ftn1
[5] https://www.hrc.org/resources/a-workplace-divided-understanding-the-climate-for-lgbtq-workers-nationwide
[6] Eşcinsel ve Biseksüel Bireylerin Sağlığı ve Hemşirelik Bakımı Health of Homosexual and Bisexual Individuals and Nursing Care Güven Soner, Birsen Altay
[7] Seni Dolaba Kim Koydu: Gökçen Ezber, Aylak Kitap
[8] https://m.bianet.org/bianet/lgbti/203408-2018-yilinda-istihdamda-lgbti
Makalenin devamı ve daha fazlası için tıklayınız.
Yazar: Ali Cem Gülmen
Kaynak: INmagazine 20. Sayı
Makalelerdeki görüş ve yorumlar yazar veya yazarlara ait olup , Etik ve İtibar Derneği’nin konu ile ilgili düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Etik ve Uyum Programı Nasıl Hazırlanır?
Kurumsal Etik ve Uyum Programı Geliştirme Gereğinin Ardındaki İtici Güçler
Sorumlu İş Modelinin Şirkete Yararları
Sorumlu İş Modeli
G20 Brezilya bitti sıra Güney Afrika’da
İş Etiği ve Uyum Politikalarının Ticari Hayattaki Yeri ve Önemi
Sağlam Temeller Üstüne! Etik ve Uyumun Suistimalle Mücadeledeki Önemi
Gençlerden Geleceğe: Sürdürülebilirlik ve Etik Zirvesi Manifestoları